Yıl 2003,
River Plate takımı 17 yaşındaki bir genç yeteneği Kolombiya’dan Arjantin’e
getiriyor ve alt yapısında yetiştirmeye başlıyor. 2 senelik yatırımların ve
çalışmaların ardından bu genç yetenek 19 yaşında ilk defa A takım ile maçlara
çıkmaya başlıyor ancak çoğu Güney
Amerika’lı futbolcunun bir iki yılda kazandığı ünü ve tanınmışlığı neredeyse 7
sene sonra şimdilerde kazanan bu genç yetenek yeteneklerinin meyvelerini
yeni yeni toplamaya başladı.
Falcao’nun 2005
sezonunda resmi olarak başlayan ve 4 yıl devam eden River Plate macerası büyük
başarılar veya sansasyonel olaylarla geçmedi. Falcao River Plate’te yetişti ve
şu anda sahip olduğu yetenekleri bu takımın alt yapısında kazandı ancak kariyerinin
en sönük yıllarıydı River Plate yılları. Her ne kadar goller atsa ve güzel
futbol ortaya koysa da yaşadığı sakatlıklar ve düzenli bir forma girememesi
onun Avrupa’ya transferini geciktirdiği gibi üst düzey bir kulübe de
transferini güçleştirdi. İnişli çıkışlı Arjantin yıllarına rağmen Falcao Porto’nun
scout ekibinin gözünden kaçmadı. 3
Milyon Euro gibi cüzi bir ücret karşılığında Portekiz’in yolunu tutan Falcao’nun
transferi o günlerde Avrupa’nın hiçbir yerinde gündeme dahi gelmemişti. O
günlerde 24 yaşına gelmiş bir futbolcudan kimsenin çok büyük beklentileri yoktu
elbet ancak Falcao ilk sezonunda Porto’da gayet başarılı bir grafik sergiledi
ve çıktığı 43 resmi maçta 34 gol kaydetti.
Bir sezon
başarılı oldu diye kimse onu kral ilan etmeyecekti elbette ancak ikinci
sezonunda Falcao kendisinden beklenenden çok daha fazlasını ortaya koymaya
başlıyordu. 2010-2011 sezonunda 37 resmi gole imza atan Falcao attığı gollerin
yanında oynadığı futbol ile de göz dolduruyordu. Avrupa Ligi’nde attığı 17 gol ile bir sezonda Avrupa Kupalarında gol
atma rekoru kıran Falcao Porto’yu Avrupa Ligi şampiyonluğuna taşıyordu.
İşte bu sefer Avrupa’da transferin en gözde ismi olmuştu yıldız oyuncu. Rekor
bir ücretle 40 Milyon Euro karşılığında İspanyol Atletico Madrid kulübüne
transfer oldu. Burda da gollerine aralıksız devam eden Falcao çıktığı 50 maçta 36 gole ulaştı ve A.Madrid
ile de Avrupa Ligi şampiyonluğu yaşayarak üst üste iki kere Avrupa Ligi
şampiyonluğu yaşamış oldu. Şu anda devam etmekte olan sezonda La Liga’da 9
golü bulunan Falcao, Messi ve Ronaldo ile kıyasıya bir gol krallığı rekabetine
girmiş durumda.
3 yıl önce
sıradan bir Güney Amerika kökenli forvet gözüyle bakılan Falcao çok kısa bir
sürede elde ettiği büyük başarılar, attığı goller ve oynadığı muazzam futbol
ile otoritelerden tam puan aldı ve almaya da devam ediyor. 1.80’den kısa boyuna
rağmen hava toplarındaki hakimiyeti, her pozisyonda golü bulabilecek bir
bitiriciliğe sahip olması, oyuna gollerinin dışında çok yönlü katkı yapması
onun üstün meziyetlerinden birkaçı. Serbest vuruşlardan bile gol bulabiliyor
olması ise cabası.
Radamel Falcao sadece 3-4 sene
içerisinde yaptığı inanılmaz çıkış sayesinde pek çokları tarafından şu anda
dünyadaki en iyi forvet oyuncusu olarak tanımlanıyor. İyi,kötü her yerde değişir ve
tartışılır ancak Falcao’nun şu anda en formda forvet oyuncusu olduğunu
rahatlıkla söyleyebiliriz. Avrupa transfer piyasasının da zirvesinde yer alan
Falcao, özellikle forvet sıkıntısı çekilen bu günlerde pek çok kulübün bir
numaralı ihtiyacı konumunda. Falcao kısa zamanda yaptığı bu çıkışı sürdürür, formunu
kaybetmez ve gollerini sürdürürse efsane forvetler arasına adını yazdırması hiç
de zor olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder