Geçen sezon tabiri caizse gümbür gümbür top oynayan
Galatasaray ‘da aksayan ender noktalardan biri olarak dikkat çekmişti “kadro
derinliği”. Futbolda her unsur birbiriyle fazlasıyla iç içedir ancak yedek
kulübesinde bulunacak “etkili” isimlerin eksikliği diğer unsurlardan daha uzun
menzilli bir eksikliktir. Geçen sezon da üzerinde durduğum bu konu şu anki
durumda yani Şampiyonlar Ligi ‘nde de yarışılması durumunda daha da göz önüne
çıkmaktadır.
Fatih Terim ‘in ısrarla itiraz ettiği ve yer yer de kızdığı
“rüya takım” iddiaları doğal olarak Şampiyonlar Ligi ‘ndeki beklentileri
inanılmaz derecelere çıkarmıştır. Koşu mesafeleri, mücadele gücü gibi
faktörlerin “onların” seviyelerine çıkarılması olmazsa olmazdır bu yolda ancak
işlerin kötü gittiği zaman – ki bu çok olasıdır, ki Galatasaray ‘ın başına
gelmiştir- oyuna etki edecek isimlere o zorunluluklar kadar ihtiyaç vardır.
İçerde oynadığın
maçların “kale” konumunda olduğu bu arenada rakibin olarak görülen Braga ve
Cluj karşılaşmalarında planlar pratiğe dökülemedi. Bu duruma önlem olarak, Braga
maçında Yekta Kurtuluş 77. Dakikada oyuna girdi. Geçen sene toplamda sadece 116
dakika, bu sezonun şu ana kadarki kısmında ise 60 dakika forma verilen 27
yaşındaki isimden beklenen şeylerin ne olduğu anlamak çok güç. Aynı şekilde
şakayla karışık da olsa yetenekli hep tartışılan, geçen sene 27 maçta ortalama
52 dakika sahada kalan ve bu sezon sadece Gençlerbirliği ve Cluj maçlarında ilk
18 ‘e alınan Sabri Sarıoğlu, Cluj maçında saha sokuldu. Her ne kadar tecrübeli
bir isim de olsa künyesinde Avrupa ‘yla ilgili pek bir şey bulunmamaktadır ki
zaten bu sezon hiç düşünülmemesi, oyuna girdiğinde yapacaklarının sınırını
oldukça aşağılara çekmektedir.
Bu konuyla alakalı bir başka soru işareti de Aydın Yılmaz
‘dır. Fatih Terim, gelişinden çok önce “rafa” kaldırılan Aydın ‘da eminim ki
bir şeyler görmüştür ve inanmıştır ve ısrarcılığını sürdürmektedir. Bir diğer
mantık ise yoklukta Aydın ‘ın değer kazanmasıdır. Hangi açıdan bakılırsa
bakılsın Aydın beklentilere yaklaşamamıştır; milli takıma seçilmeyi bir başarı
olarak saymazsak tabi.
Bu soruna genel olarak baktığımızda Türk takımları bu sorunu
çoğunlukla yaşamaktadır. Galatasaray ‘ın en iddialı rakibi Fenerbahçe de geçen
sezon bu sorunu fazlasıyla yaşamıştı ancak bu sezon çok ciddi problemlerle boğuşmalarına rağmen
en azından bu konuda kafaları rahattır. 6 oyuncuları bile eksik olsa sahaya
çıkan 11 ‘de çok aşırı sırıtan bir tek Serdar Kesimal olmuştu Bursaspor
karşısında.
Bu sorun tabi ki herkesin dikkatini çekmektedir. Sorunun
çözülememesinin çeşitli sebepleri vardır ancak çözülmedikçe de çok baş
ağrıtmaya devam edecektir bu da bir gerçek. Rotasyonun iyi sağlanabilmesi
alternatif çözüm yollarından biri olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder