3 Ocak 2012 Salı

Sebastián "El Loco" Abreu


Çok değil iki sene önce, 2010 Dünya Kupası.Hafızalardan silinmeyecek bir maç Güney Afrika topraklarında sahne alıyor.Bir yanda Gana.Daha önce hiçbir Afrika takımının yapamadığını yapıp Yarı Final'e çıkmak istiyor.Diğer yanda ise Güney Amerika'nın sönmüş yanardağı Uruguay yeniden alevlenip eski gücünü tekrar yakalama peşinde.İki takım için de tek hedef var:Yarı Final.Karşılaşma 1-1 ve herkes penaltı atışlarına hazırlanırken Gana son dakikada penaltı kazanıyor ve turnuvanın parlayan yıldızı Asamoah Gyan topu direğe nişanlayarak nerdeyse tüm Afrikayı yasa boğuyor.Topu çizgi üzerinden elle çıkararak penaltıya sebebiyet veren ve oyundan atılan Luis Suarez başta olmak üzere tüm Uruguay sevinç içinde ve bir o kadar da şaşkın.Maç penaltılara gidiyor.Ve sonra belki Gana'nın moral bozukluğu,belki sadece şans ama Uruguay Yarı Finalde.
Pek çoğumuzun çok iyi bildiği bu unutulmayacak maçı şöyle bir hatırlayalım istedim.Asıl anlatacağım hikaye ise bu maçın sadece son anından oluşuyor.Uruguay'a turu getirecek son penaltı.Topun başındaki isim Sebastian Abreu çok büyük bir riske girerek ''Panenka'' vuruşu diye tabir edilen,topa yavaşça hareketlenerek başlanıp kalecinin bir köşeye yatmasını bekleyip hafiften topun altına girerek zarif bir aşırtma vuruşuyla topu ağlara değdirmeden golü yapma işlemi ile son bulan penaltı vuruşunu kullanıyor ve takımını yarı finale taşıyor.Ama Abreu penaltıyı o vuruşu seçtiği için kaçırsaydı onu nelerin beklediğini kimse tahmin bile edemezdi.Peki böylesine büyük bir tecrübe muhtemelen son Dünya Kupasında böylesine büyük bir riske gözü kapalı girer miydi? Her ne kadar Dünya Kupası tarihinde bu riske girenler (Zinedine Zidane) varolsa da Abreu'nun penaltı tercihinin altında bambaşka bir hikaye var.
       İlk penaltılar atılırken Abreu takımının kaleci antrenörüne Gana kalecisinin topa erken atlayıp atlamadığını sorar.Antrenör 'Evet.Sanırım erken atlıyor' der.İkinci penaltılarda Abreu sorusunu yineler.Antrenör daha emin bir şekilde 'Evet.Kesinlikle erken atlıyor' der.Üçüncü penaltılarda Abreu bir kez daha aynı soruyu sorar.Antrenör bıkmış bir şekilde 'Evet' der ve Abreu'nun yanından ayrılır.Dördüncü penaltı sırası Abreu'nundur.Kalecinin erken atladığını bilerek kendinden emin bir şekilde penaltıyı gole çevirir.Her ne kadar riske girmiş gibi gözükse de aslında Abreu mükemmel bir zeka ve tecrübe örneği göstermiştir.
Sebastian Abreu 1996 yılında Defensor takımında başladığı futbol kariyerine şuan Botafogo klubünde devam ediyor.Abreu kariyeri boyunca 9'unda kiralık olmak üzere 20'ye yakın farklı klüpte forma giymiştir.Abreu'yu Abreu yapan en önemli özellik ise gittiği her ülkede Türkçede 'çılgın' anlamına gelen EL LOCO lakabıyla anılması ve hep 13 numaralı formayı giymesidir.Her ne kadar Avrupa futbolunda çok tutunamadığı için buralarda pek tanınmasa da Güney Amerika futboluna adını farklı şekilde de olsa altın harflerle yazdırmıştır.Umarım 2014 Dünya Kupasında El Loco Uruguay milli takımındaki yerini alır ve bizler de onu kendi kıtasındaki bir Dünya kupasında keyifle seyredebiliriz.

2 yorum:

Oğuzhan dedi ki...

2014 Dünya kupasında görebileceğimizi sanmıyorum Abreu'yu. Bununla birlikte Forlan da eski Forlan değil, 2014te de eski Forlan olmayacak. Luis Suarez de adından Ajax'taki kadar söz ettirmiyor bilmiyorum belki sakatlıkları vardır Forlan ve Suarezin fakat aksi halde Uruguay için çok parlak bir gelecek yok bence. İyi bir takım oyunuyla tutunabilirler belki ama ben şahsen dünya kupalarında takım oyunundan ziyade yıldız izlemeyi tercih ederim. İspanyayı da sevmem zaten :). Pele, maradona, platini, zidane, roberto baggio, cruyff, backenbauer gibi adı takımdaki diğer oyunculardan biraz daha önde olan oyuncuları kastediyorum yıldız derken

Oğuzhan dedi ki...

İşte bu dünya kupalarındaki yıldızlar hakkında da bir yazı bekliyorum :)