26 Mart 2012 Pazartesi

Gol İçin Futbol




Fenerbahçe'nin bu sezon oynadığı futbol EURO 2008'deki, Fatih Terim yönetimindeki Türkiye milli takımını hatırlatıyor izleyenlere.

Birbirinin tam zıttı olan iki takımın arasındaki fark futbolun gerçeklerini gün ışığına çıkarıyor. İlk on birin zor oluştuğu, neredeyse hiçbir oyuncunun mevkisinde oynamadığı yani iyi futbol adına çok fazla aksiliklere sahip olan Türkiye A Milli takımı, sadece hücum yapmayı temel alan oyun mantığıyla geri de düşse, çok daha kaliteli takımlarla da oynasa maçlardan galip ayrılabildi. "En iyi savunma hücumdur." diyen Fatih Terim sadece Türkiye'yi başarıya taşımakla kalmadı tüm dünyaya bu felsefenin güzel bir reklamını yaptı.

Bu felsefeyle Türkiye takımı tüm dünyanın diline dolanmıştı. Muhteşem geri dönüşlerle elde edilen yarı final akıllardan yıllarca çıkmayacak bir başarı. Ancak kendi ülkesinin milli takımını hiç izlememiş gibi bir görüntü çizen bir Fenerbahçe var bu sene karşımızda. İlk dakikada bulunan gol bile takımın geri çekilmesine yetiyor.



Aykut Kocaman'ın talimatı olmaksızın bir alışkanlık gibi, takımın üzerine yapışmış bir lanet gibi oyuncular hücum yapmayı bırakıyor ve adeta gelecek golü beklemeye başlıyor. Gol gelene kadar oynanan güzel futboldan eser kalmıyor ve taraftarlarına tarif edilemeyecek bir stres yaşatıyor. Doğal olarak da sonucunda gol ya da gol yemekten daha beter bir hale geliyor Fenerbahçe taraftarları.

Kadro yapısı kadar futbol mantığı ve alışkanlıklar da önemlidir. Galibiyeti düşünmek ve bunu fiile geçirmek için gol atmak; bunun için de golü istemek gerekmektedir. Savunma yapmanın titizlik ve sorumluluk gerektiren bir iş olması hücum yapmayı hiçbir zaman bırakmamanın sebepleri arasında. Tabi ki sürekli hücum yapmak demek savunma anlayışını elden bırakmak demek değildir ancak tek amacın defans yapmak olması işleri zora sokuyor.

1 yorum:

büyük esnaf dedi ki...

Doğru söze ne denir?
Derler ya; 'ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali'