23 Nisan 2012 Pazartesi

Galatasaray 1-2 Fenerbahçe

       Süper Final Şampiyonluk Grubu’nun ilk maçları oynandıktan sonra bu hafta oynanacak derbi adına çok farklı düşünceler canlanmıştı, normal olarak. Bütün bir sezonun aksine çok pozitif bir futbol oynayan Fenerbahçe ile ligin tartışmasız en iyi futbol oynayan takımı Galatasaray marka değerini kaybeden ancak başarı için çok kuvvetli anlamlara sahip olan bir dünya derbisi oynadı ama maalesef güzel futbol umuduyla yanıp tutuşan hayaller suya düştü.
       Oynadıkları baskılı ve istekli futbolu bütün bir sezona çok iyi yayabilen Galatasaray normal lig içerisinde hiç derbi kaybetmemişti. Yakaladıkları atmosfer onları her takımdan bir adım önde tutmuş ve şampiyonluğun en iddialı adayı yapmıştı. Süper Final maçları başladığında da bu durum, Fenerbahçe’nin de kendine bir şeyler katmış olması ve takdir edilesi bir futbol oynaması dışında aynıydı. Akıllara gelen “acaba Fenerbahçe’nin de ortak olabileceği bir maç izleyebilecek miyiz?” sorusunun cevabı sanki Fenerbahçe hiçbir değişim yaşamamış gibi “HAYIR” dı. Bir maçta oynanan güzel futbola aşırı anlamlar yüklemek tabi ki de sağlıklı bir şey değildir ama yine de kaliteli bir mücadele izlemek umudu herkesin gözünü karartmış olabilir…
       Fenerbahçe adına, toz pembe Trabzonspor maçından hiçbir kalıntı yoktu derbide. Emre’nin yokluğunda Selçuk Şahin’e nazaran daha yaratıcı ve olumlu bir futbolcu olan Mehmet Topuz yine orta sahanın ortasında değerlendirilmedi. Hem orta saha mücadelelerinden geri kalındı hem de oyuna etki edebilecek oyuncu eksikliğinden kaynaklanan bir eski alışkanlıklara geri dönüş yaşandı: Mağlubiyeti kabul eden ve defans temelli bir oyun anlayışı. Bu felsefeyle düşe kalka şampiyonluk umutları devam etti ancak hiç de güvenilir bir sistem olmaması iki puana düşen farkın ve kalan 4 maçın kazanılması durumunda şampiyonluğun gelecek olmasına rağmen karamsar bir tablo çiziyor.Kaleci Volkan'ın üst düzey performansı bu maçta Fenerbahçe'ye 3 puanı getiren tek şeydi. Bu negatif unsurlar yeşeren umutların solmasını sağlayabilir ama yine de Süper Final mücadeleleri için kalıcı bir çözüm bulunabilir.
       Bu tarz maçlarda önemli olan skoru elde etmek de olsa 3 puanı alan Fenerbahçe değil de Galatasaray kafasını rahat tutmalı ve hatta ezici futbolları için bir kez daha sevinmeli. Fenerbahçe teknik heyeti de hatanın nerde olduğu üzerine çok ciddi bir çalışma yapmalı. Trabzonspor maçında oynanan futbol sonrasında kötü futbolun hiçbir mazereti olamaz çünkü o maç tüm futbolseverlere Fenerbahçe adına güzel futbolun imkansız olmadığını gösterdi.

Hiç yorum yok: