8 Eylül 2012 Cumartesi

Yine Mi Duran Top ?


Türkiye A Milli Futbol takımımız 2014 Dünya Kupası Eleme maçlarına Hollanda mağlubiyetiyle oyun anlamında olumlu da olsa puan ve skor anlamında kötü bir başlangıç yaptı. Bu maçın detaylarını ve yeni milli takımın futbolunu Salı günkü Estonya maçından sonra daha doğru bir şekilde değerlendireceğim ancak öncesinde çok daha basit ama ülke futbolu için bir o kadar da önemli olan bir konuya, Türk Futbolundaki duran top sıkıntısına değineceğim.




Ülke futbolunun özellikle 2000’li yıllardan sonra gelişmeye başlayıp pek çok konudaki eksiklerini gidermesiyle kendini açıkça göstermeye başlayan bir sorun. Gerek milli maçlarda olsun gerekse kulüp takımlarının Avrupa arenasındaki maçlarında olsun rakip takım ne zaman bir korner, frikik veya bir hava topu organizasyonu gerçekleştirse ülkece hop oturup hop kalkıyor, golü yiyeceğimizi öngörüyoruz. Korkularımız da boşa çıkmıyor çoğu zaman. Bu durumun en güzel örneğini daha dünkü Hollanda maçında açıkça gördük. Deplasmanda böylesine güçlü bir rakibe karşı iyi başladığımız ve galibiyeti kovaladığımız bir maçta yine basit bir duran top organizasyonuyla golü yedik ve maçı da bu şekilde kaybettik. Özellikle dünkü maç gibi iyi oynadığımız karşılaşmalarda bu çeşit rakip açısından basit ve sürpriz olacak gollerle pek çok zaman galibiyeti kaçırdık. Bu durumun örnekleri saymakla bitmez. Euro 2012 elemelerinde içerde oynadığımız bir Belçika maçı vardı. Kendi sahamızda ikincilik açısından en önemli rakibimizle oynuyorduk ve Belçika pozisyon açısından deplasmanda oynamanın da verdiği dezavantajla pozisyon üretmekte zorlanıyordu. Ancak 2 seferde de Van Buyten’le kornerden bulduğu goller rakibin sürekli olarak oyunda kalmasına ve bizi zorlamasına sebep oldu. Goller o kadar basitti ki anlatırken bile bazen komik geliyor. Rakip Belçika, deplasmanda oynuyorlar, pozisyon açısından yoksunlar, korner oluyor, takımın kornerlerde en önemli gol silahı 1.97 boyundaki stoperleri geliyor, ne onu tutan ve önlem alan biri var ne de alan savunması yapan bir takım. Böylece Van Buyten kornerden iki tane gol atmış oluyor.



Bu örnekleri vermemin sebebi de hem galip geldiğimiz hem de mağlup olduğumuz maçlarda yediğimiz gollerin genellikle duran top olması bu durumun açıkça teknik açıdan en ağır sıkıntımız olduğunu göstermekte. Durumun en acı noktası ise yıllardır milli takımın başına geçen hiçbir teknik direktörün bu konuda önemli adımlar atmaması duran topların ülke futbolu için artık adeta genetik bir sorun haline gelmesine yol açtı. Yetenekten ziyade sadece iyi bir çalışma ve doğru bir taktik antremanı gerektiren ve çok kısa sürede değil ama zaman içinde düzeltilebilecek olan bu sorununun git gide daha ağır bir hal alması teknik direktörlerin bu konuda pek de bir şey yapmadıklarını göstermekte. Her yeni teknik direktör milli takım için yeni bir başlangıç yapmaya kalkıp bir değişim içine giriyor ve tabi ki bir diğer önemli sorun hatta temel sorunlarımızın başında gelen altyapı yetersizliğimizi çözmeye çalışıyor. Bu tabi ki yapılması gereken bir şey ama taktik açıdan böylesine basit ve gözle görülür bir hale gelen duran top zafiyetimizin çözülmemesi birçok teknik direktörün de planlarını mahvediyor.

Kornerler, frikikler futbolun içinde olan bir şey ve bu tarz pozisyonlardan gol yemek tabi ki çok doğal ama bu gollerin bu kadar bariz ve sayıca fazla olması ülke futbolu açısından fazlasıyla sıkıntılı bir durum oluşturuyor. Durum çok basit ve çözümü de kolay. Bir altyapı sıkıntısı gibi uzun vadeli girişimler ve çalışmalar yapmadan kolaylıkla üstesinden gelinebilir ama bu konuda hiçbir çalışma olmaması duran top organizasyonlarının ülke futbolunun kanayan yarası olma yolunda ilerlemesine yol açıyor. Bu durum çözülmezse daha pek çok iyi oynadığımız maçı kolay gollerle kaybeder, pek çok turnuvayı da yine evimizden seyretmek zorunda kalırız.


Hiç yorum yok: