24 Ekim 2012 Çarşamba

Yine Yedek Kulübesi


                    
                        

Geçen sezon tabiri caizse gümbür gümbür top oynayan Galatasaray ‘da aksayan ender noktalardan biri olarak dikkat çekmişti “kadro derinliği”. Futbolda her unsur birbiriyle fazlasıyla iç içedir ancak yedek kulübesinde bulunacak “etkili” isimlerin eksikliği diğer unsurlardan daha uzun menzilli bir eksikliktir. Geçen sezon da üzerinde durduğum bu konu şu anki durumda yani Şampiyonlar Ligi ‘nde de yarışılması durumunda daha da göz önüne çıkmaktadır.

Fatih Terim ‘in ısrarla itiraz ettiği ve yer yer de kızdığı “rüya takım” iddiaları doğal olarak Şampiyonlar Ligi ‘ndeki beklentileri inanılmaz derecelere çıkarmıştır. Koşu mesafeleri, mücadele gücü gibi faktörlerin “onların” seviyelerine çıkarılması olmazsa olmazdır bu yolda ancak işlerin kötü gittiği zaman – ki bu çok olasıdır, ki Galatasaray ‘ın başına gelmiştir- oyuna etki edecek isimlere o zorunluluklar kadar ihtiyaç vardır.



İçerde oynadığın maçların “kale” konumunda olduğu bu arenada rakibin olarak görülen Braga ve Cluj karşılaşmalarında planlar pratiğe dökülemedi. Bu duruma önlem olarak, Braga maçında Yekta Kurtuluş 77. Dakikada oyuna girdi. Geçen sene toplamda sadece 116 dakika, bu sezonun şu ana kadarki kısmında ise 60 dakika forma verilen 27 yaşındaki isimden beklenen şeylerin ne olduğu anlamak çok güç. Aynı şekilde şakayla karışık da olsa yetenekli hep tartışılan, geçen sene 27 maçta ortalama 52 dakika sahada kalan ve bu sezon sadece Gençlerbirliği ve Cluj maçlarında ilk 18 ‘e alınan Sabri Sarıoğlu, Cluj maçında saha sokuldu. Her ne kadar tecrübeli bir isim de olsa künyesinde Avrupa ‘yla ilgili pek bir şey bulunmamaktadır ki zaten bu sezon hiç düşünülmemesi, oyuna girdiğinde yapacaklarının sınırını oldukça aşağılara çekmektedir.

Bu konuyla alakalı bir başka soru işareti de Aydın Yılmaz ‘dır. Fatih Terim, gelişinden çok önce “rafa” kaldırılan Aydın ‘da eminim ki bir şeyler görmüştür ve inanmıştır ve ısrarcılığını sürdürmektedir. Bir diğer mantık ise yoklukta Aydın ‘ın değer kazanmasıdır. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın Aydın beklentilere yaklaşamamıştır; milli takıma seçilmeyi bir başarı olarak saymazsak tabi.



Bu soruna genel olarak baktığımızda Türk takımları bu sorunu çoğunlukla yaşamaktadır. Galatasaray ‘ın en iddialı rakibi Fenerbahçe de geçen sezon bu sorunu fazlasıyla yaşamıştı ancak bu sezon  çok ciddi problemlerle boğuşmalarına rağmen en azından bu konuda kafaları rahattır. 6 oyuncuları bile eksik olsa sahaya çıkan 11 ‘de çok aşırı sırıtan bir tek Serdar Kesimal olmuştu Bursaspor karşısında.


Bu sorun tabi ki herkesin dikkatini çekmektedir. Sorunun çözülememesinin çeşitli sebepleri vardır ancak çözülmedikçe de çok baş ağrıtmaya devam edecektir bu da bir gerçek. Rotasyonun iyi sağlanabilmesi alternatif çözüm yollarından biri olabilir. 

Hiç yorum yok: